
Bu yazıda, kooperatiflerin toplumlardaki teknolojik, demografik ve çevresel değişikliklere nasıl karşılık vermekte olduğunu incelemektedir.
Kooperatifler ve Teknoloji
Teknolojik değişiklik büyüme ve kalkınmanın temel itici gücü olarak kabul edilmektedir. Bu dinamik süreçte bazı işler yok olurken, yeni iş alanları ortaya çıkmakta, var olan işler de dönüşüme uğramaktadır. Mal ve hizmetlerin birebir değiş tokuş edildiği ve mobil uygulamalar ya da çevrimiçi platformlar yoluyla görevlerin tamamlandığı “paylaşımcı-çevrimiçi platform ekonomisi”, kendi katılım dinamikleri ve çalışma yaşamının geleceği için büyüme düzleminde tanımlanmaktadır. Sadece ABD’de, 10 milyondan fazla insanın çevrimiçi platformlar vasıtasıyla gelir elde ettiği tahmin edilmektedir.
Platform ekonomisi kimileri tarafından ekonomik bir fırsat olarak görülmekle birlikte, giderek artan kanıtlara göre platform ekonomisi; bastırılmış sosyal güvenlik haklarıyla, kötüleşen çalışma koşullarıyla ve iş güvensizliği ile sonuçlanan standart dışı istihdamların oluştuğu, istihdam ilişkilerin aşındığı ve serbest mesleğin arttığı kontrolsüz piyasa alanları yaratmıştır.
Platform ekonomisinde istihdam ilişkilerinin aşınmasına verilecek olan muhtemel bir yanıt, çalışanların söz hakkı ve temsil gücünün kuvvetli olduğu kooperatiflerin geliştirilmesidir.
Platform kooperatifleri; çalışanlarının ortak sahibi olduğu, katılım sağladığı, bağlı olduğu ve ondan geçimini elde ettiği dijital platformlardır. Bu kooperatifler, üretimi, dijital emek aracılığını, topluca sahip olunan ve demokratik olarak denetlenen web tabanlı market alanlarını ve bu ekonomik modelle ilgili diğer faaliyetleri destekleyen çevrimiçi uygulamalar yoluyla mevcut teknolojileri düzenlemektedirler. İşçi mülkiyetli platform kooperatifleri kendilerinin nasıl yönetildiğine ve organize edildiğine ilişkin karar alma süreçlerine katılırken aynı zamanda kooperatiflerde riskler ve menfaatler paylaşılmakta ve daha iyi sözleşmeler için müzakere edilmektedir.
Platform kooperatifleri gelişmelerinin erken evrelerinde olmalarına ve birbiriyle ilişkili bir dizi örgütsel, finansal ve yasal zorlukların üstesinden gelmeleri gerekmesine rağmen daha önce bu işletme modeliyle karşılaşmamış olan toplum kesimlerinin ilgisini çekmektedirler. Giderek artan sayıdaki taksi sürücüleri kooperatifleri, sürücülerin hak ve menfaatlerini alıkoyan aracı taksi şirketlerini bertaraf etmek için kendi çevrimiçi uygulamalarını kurmuşlardır
ABD Denver’deki Yeşil Taksi Kooperatifi, üyeleri tarafından ortaklaşa sahip olunan bir akıllı telefon taksi çağırma hizmetini başarılı bir şekilde kullanarak yerel pazara hakim bir sendikalı işçi kooperatifidir.
Kooperatifler ve Yaşlı Bakımı
Dünyanın hızla yaşlanan nüfusuna, kaliteli bakım sağlanması talebinin gelecek yıllarda artması beklenmektedir. Tahminlere göre, küresel olarak 65 yaş üstü nüfusun yarısından fazlası başka bir deyişle 300 milyondan fazla insan uzun süreli bakımdan mahrumdur.
Bakım ihtiyaçları genişlemeye ve çeşitlenmeye devam ettikçe, çalışma yaşamının geleceği için bakım ekonomisinin bir istihdam üreticisi olması beklenmektedir. Bakım çalışanlarının çoğunluğu kayıt dışı olarak istihdam edilen kadınlardır ve bunların da büyük kısmını işgücü piyasasında sömürüye ve dışlayıcı uygulamalara karşı savunmasız olan göçmen işçiler oluşturmaktadır.
Bakım hizmeti veren kooperatifler sadece yaşlı bakımıyla sınırlı değildir. Kooperatifler, engelliler ve kronik hastalar için gündüz bakımından evde bakıma kadar geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. Guatemala ve Uruguay’dan Kanada, Japonya ve Birleşik Krallığa kadar farklı ülkelerde, kooperatif işletmeler yoluyla bakım hizmeti, insan odaklı kaliteli bakım sunmanın yeni geliştirilen ve potansiyel olarak etkili olan araçlarından biridir.
Yakın zamanda yapılan çalışmalar, kooperatiflerin, özellikle kadın işçilerin düzenli çalışma saatleri, pazarlık gücünden faydalanabilmeleri ile ilgili olarak, bakım ekonomisi içinde iyi şartlar ve çalışma koşulları üretmesi açısından iyi bir konumda olduklarını göstermektedir.
Bununla birlikte, resmi sözleşme düzenlenmesi yarı zamanlı çalışma niteliği ve maaş seviyeleri ile ilgili zorluklar da devam etmektedir. Çok paydaşlı bakım kooperatifleri, hizmetlerin sağlanmasına ilişkin kararlara katkıda bulunan bakım çalışanları, bakım yararlanıcıları ile onların aileleri ve yerel yönetimler gibi diğer paydaşları bir araya getiren yeni girişimler olarak ortaya çıkmıştır. Güney Kore’deki Sungmisan Kooperatif Topluluğu; işçiler, öğretmenler, ebeveynler ve yerel yönetimleri içeren çok paydaşlı bir kooperatiftir. 20 kooperatif işletmesiyle Sungmisan Kooperatif Topluluğu, 150’den fazla topluluk sakinini gündüz bakımı ve eğitimi, okul sonrası programları ve yaşlı bakım servislerinin sağlanmasında istihdam etmektedir.
Kooperatifler ve Mülteciler
Çalışma yaşamının geleceğinde, işgücü göçü ve mülteci akınlarında sürekli bir artış görülecektir. Göçmen işçiler için kooperatifler, kayıtlı işgücü piyasalarına ve girişimciliğe düşük engeller ile dahil olabilmek ve ev sahibi ülkelerde sosyal koruma ve diğer hizmetlere erişebilmek açısından uygun bir model olarak ortaya çıkmaktadır. Finansal kooperatifler, finansal hizmetler için uygun maliyetli altyapı sağlar ve göçmenler için ülkelerine kazançlarını gönderirken havale işlem masraflarını azaltırlar. Havalelerin yaklaşık yüzde 30 ila 40’ı, finansal kooperatiflerin bu tür havale transferlerinde oldukça etkili oldukları kırsal alanlara gönderilmektedir.
Dünya; savaştan, yoksulluktan, sosyal eşitsizliklerden ve iklim değişikliklerinden kaçan insanlar sebebiyle, şu anda II. Dünya Savaşından bu yana yaşanan en büyük mülteci kriziyle karşı karşıyadır. Bu baskıların, insanları evlerinden etmeye devam edeceği beklenmektedir. Kooperatif işletmeler, gittikçe artan bir şekilde mültecilere destek stratejilerinde rol oynamaktadır. Şu anda ev sahibi ülkeler, mültecilerin entegrasyonunu sağlamak için konut, işe yerleştirme, okuma yazma, eğitim ve diğer sosyal hizmetler konusunda kooperatifleri kullanmaktadırlar. Yardım kuruluşlarının katkısı ile mültecilere istihdam ve gelir sağlamak için kamplarda mülteci kooperatifleri kurulmuş ve ayrıca, mülteciler ev sahibi ülkelerdeki kooperatiflere de ortak olarak ülkelerine döndüklerinde kendi topluluklarını yeniden inşa etmek için gerekli olan bilgi ve tecrübeyi edinmişlerdir. Kooperatifler; Bosna Hersek, Doğu Timor, El Salvador, Guatemala, Lübnan, Mozambik, Ruanda, Sri Lanka ve Nepal’de, çatışma sonrası yeniden yapılanma sürecinde kritik roller üstlenmişlerdir. Bu ülkelerde kooperatifler, geri dönen azınlıklar ve savaşta yer alanlar için iş imkanları yaratma, işletmelerin ve evlerin yeniden inşası, mültecilere ve ülke içinde yerinden edilen insanlara piyasalara erişim imkanı sağlama ile uzlaşma ve barış inşasını kolaylaştırma gibi konularda önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Kooperatifler ve Ekoloji
Kooperatifler, giderek artan bir şekilde, hem iklim değişikliğine uyum (örneğin; mahsuller için mütüel sigorta, tarımsal kooperatifler bitki çeşitlendirilmesini ya da gelişmiş havza yönetimini destekliyorlar) hem de iklim değişikliklerini hafifletme (örneğin; yenilenebilir enerji kooperatifleri, ormancılık ve tarımsal ormancılık kooperatifleri) konularına katkıda bulunmaktadırlar. Hindistan, Brezilya, Kolombiya ve Güney Afrika gibi ülkelerde kentsel alanlarda kooperatifler, özellikle atık toplayıcıları kooperatifleri atık yönetim sistemlere dahil olmaktadır. Bu kooperatiflerin verdikleri hizmetler, sadece gelişmiş atık yönetimi ve geri dönüşüm ile sınırlı değildir. Bunlar aynı zamanda, ortaklarının kayıtlı ekonomiye dahil olmalarını desteklerken, onların mesleki güvenlik, sağlık, eğitim ve finansal hizmetlere erişmelerine de imkan sağlamaktadır
Atık toplayıcıları kooperatifleri, kadınların katılımı ve liderliği için de bir alan yaratmıştır. Örneğin Brezilya’da, atık toplayıcıları kooperatiflerinin pek çok kadın lideri vardır. Onların bu kooperatiflere katılımları, sosyal ağların bir parçaları olmalarını sağlamış ve kolektif bilinçlerini artırmıştır. Tarımdan enerjiye kadar pek çok sektördeki kooperatifler, faaliyetlerini gittikçe daha çok doğayla uyumlu hale getirmektedir. Yenilenebilir enerji endüstrisinde, kooperatiflerin, enerji üretimi ve kullanımında demokratik yerel kontrol, yerel istihdam yaratma kapasitesi ve makul fiyatlandırma gibi konuları da içeren bir takım rekabet avantajları vardır. Kooperatifler, “herkes için enerji” amacına ulaşmak ve gelişmekte olan ülkelerdeki elektrikten yoksun olan 1,3 milyar insana temiz ve modern enerji getirmek konusunda önemli bir rol oynayabilir.
Bangladeş’te, 50.000 köyü elektrik şebekesine kooperatifler yoluyla bağlayan ve pek çok istihdam alanı yaratan bir kırsal elektriklendirme programı vardır. Enerji konusunda kooperatiflerin ciddi bir potansiyeli olduğu düşünülmektedir. Güneş enerjisiyle evleri elektriklendirme sistemlerinin gelişmiş erişim için birebir elektrik ticaretini kullanılması ve fazla üretilen elektriğin komşularla ticaretinin yapılması kooperatif işletmeleri için potansiyel alanlar arasındadır.
Hükümetler, sürdürülebilir ormancılık için ormancılık kooperatiflerini artan bir şekilde desteklemeye devam etmektedir. Ormancılık kooperatifleri, orman sahipleri ve ortaklarının haklarını korumak ve sürdürülebilir ormancılık faaliyetlerini teşvik etmek için kurulmaktadır. Orman kooperatifleri aracılığı ile ortaklar, ağaçlandırma, bakım, koruma, üretim ve üst düzey ağaç dikim stoklarının dağıtımı gibi faaliyetlere katılmaktadır. Kooperatifler, orman ürünlerini toplamak, sınıflandırmak, işlemek, paketlemek ve dağıtmak gibi faaliyetlerin yanında, ortaklarına güncel teknik bilgi vermekte ve eğitimler sağlamaktadır (FAO, 2014). Hindistan’daki Ağaç Yetiştiricileri Kooperatif Topluluğu, kullanım hakkı transferinde iyi bir örnektir. Devlet, geçim kaynaklarını geliştirmek ve geliri artırmak için yerel halkın aktif katılımı ile ortak köy arazileri üzerinde ağaçlandırma çalışmaları yapan kooperatife uzun süreli kira hakkı tanımıştır.
*Bu yazı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan, Çalışma Dünyasının Geleceği adlı kitapçıktan kısaltılarak alınmıştır.